Toplumsal Cinsiyet Eşitliği için Dijital Çözümler Derneği – FEMİN UP olarak, Haziran 2023 tarihinde cinsel sağlık ve üreme sağlığı alanında başlamış olduğumuz aktivizm yolculuğunu, Ekim 2023 itibariyle kurumsallaşarak dernek olma yolunda devam ettirmekteyiz.
Bu noktada derneğimiz, Türkiye’nin de imzacısı olduğu Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları 2030 kapsamında eğitime erişimden, iklim krizine, istihdam piyasasına adil koşullar çerçevesinde yer almaktan, yoksullukla mücadeleye ‘toplumsal cinsiyet eşitsizliği’ perspektifinde kalıcı ve dijital çözümler üretmek amacıyla hareket etmektedir. Bu çözümleri üretirken, dernek olarak belirli değerleri kendimize referans almaktayız. Bu değerler sırasıyla; kapsayıcılık, sivil inovasyon, çoklu krizlere dönük reaksiyon geliştirme olarak belirlenmiştir.
Toplumsal cinsiyet eşitliğini güçlendirmek adına oluşturduğumuz dijital çözümlerden ilki; Regl Çemberi platformudur. Platformumuz, regl yoksulluğu alanında güvenilir bilgiye erişimi güçlendirmek, regl adaletsizliği kavramını tanıtmak, ilham verici hikâyeleri paylaşarak kamuoyunda görünürlük yaratmak ve uluslararası alanda bu alandaki gelişmelerin takip edilebileceği dijital bir dayanışma ağı olarak kurgulanmıştır. Bu noktada, kurmuş olduğumuz podcast kanalı Kasım itibariyle derneğin Spotify kanalında üç içerik üretmiş, farklı sosyal ağ ve platformlar aracılığıyla bireylerin kamusal alanda regl deneyimlerine ilişkin hikâyeleri toplamaya çalışmaktadır.
Bu bilgi notunda da, ‘Regl Çemberi’ projesinin odaklandığı ana kavramlar ve bu kavramlara dönük yaklaşımlarımız üzerine duruşumuzu sizlerle birlikte tartışmaya açmak, dayanışma ağımızı birlikte güçlendirmek istiyoruz.
Regl Çemberi Projesi – Arka Plan Bilgisi
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği için Dijital Çözümler Derneği – FEMİN UP olarak, cinsel sağlık ve üreme sağlığı alanındaki çalışmalarımızı ‘regl görünmezliği’ kavramı üzerinden çalışıyoruz. Bu alt bölümde ‘regl görünmezliği’ kavramını kamuoyunda tartışmaya açmak amacındayız.
COVID-19 Pandemisi ile birlikte ‘regl tabusu’ ve özellikle ekonomik eşitsizliklerin artışı ile birlikte regl yoksulluğu’ konuları ulusal kamuoyunda kayda değer bir görünürlük kazanmıştır. Fakat regl konusunda kapsayıcı ve kimseyi geride bırakmayan, hak temelli bir bakış açısı ile hazırlanmış bütünsel politika eksikliği bulunmaktadır. Dernek olarak bu politika eksikliğinin kökeninde ‘regl görünmezliği’ olduğunu öne sürüyoruz. Bu kavramı ele almadan önce menstrüasyona ilişkin, ‘regl tabusu’, ‘regl adaletsizliği’ ve ‘regl yoksulluğu’ gibi kamuoyunda yoğun bir biçimde konuşulmaya başlanan belirli kavramları kısaca ele alacağız.
Regl Tabusu Nedir?
Toplumsal normlar aracılığıyla menstrüasyona ilişkin olarak kamusal alanda olumsuz bir anlam yüklenerek, regl deneyimi yaşayan bireylerin, bu regl deneyimlerinin öncesi, sırası ve sonrasına ilişkin olarak aile, okul veya iş yeri gibi ortamlarda kamusallaştırmalarının kısıtlanması ve ayrımcılığa uğrama halidir. Bu durum regl mitlerinin yaygınlaşmasına ve zararlı davranışların – ayrımcılık, eşitsizlik durumunu yeniden üretmesine sebebiyet verecektir. Bununla birlikte;
-
Regl deneyimi yaşayan bireylerin ihtiyaç duyduğu regl hijyeni ürünlerine ve koşullara erişimini zorlaştırmaktadır.
-
Regl yoksulluğunu derinleştirerek, enfeksiyon ihtimalini artırmaktadır.
-
Regl deneyimine ilişkin güvenilir ve doğru bilgiye erişimi zorlaştırarak, olumsuz düşünce, yanlış bilgi ve genellemelerin yayılabileceği ortamları oluşturmaktadır.
-
Regl deneyimini yaşayan bireylerin, eğitim, sağlık, politika gibi alanlarda temel insan haklarına erişimin kısıtlanmasına sebep olur.
Regl Yoksulluğu Nedir?
Regl deneyimini yaşayan bireylerin ihtiyaç duyduğu menstrüel hijyen ürünleri ve regl dostu tuvalete ve doğru, güvenilir bilgiye erişimde yaşadığı kısıtlılık halidir. Bu durum, cinsel üreme sağlığı alanında sahada yapılan çalışmalarda da kendisini göstermektedir. Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Platformu-CİSÜ 2022 Karnesi’nde, ekonomik krizle artan enflasyonist ortamın da etkileriyle birlikte, menstrüel hijyen ürünlerine ve istenmeyen gebeliği önleyici ürünlere dönük alım gücünün düştüğü gözlemlenmektedir. İkinci olarak hijyenik pedlere ilişkin %18’lik bir vergilendirme yerine %8’lik bir vergi dilimine dönük yapılan düzenleme bir kazanım olarak gözükmekle birlikte, ürünlerin fiyatlarındaki artış sebebiyle alım gücünü destekleyici bir etkisi görülmemektedir. Özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir gibi mega kentlerde yaşam maliyetlerindeki artış, refah seviyesinde belirgin bir kaybı, bu durumda hane harcamalarında ‘lüks tüketim ürünü’ olarak kabul edilen menstrüel hijyen ürünlerine dönük satın alma alışkanlıklarında keskin bir düşüşü birlikte getirmektedir.
Regl Adaletsizliği Nedir?
Regl adaletsizliği; regl deneyimi yaşayan bireylerin adet dönemlerinde insan onuruna uygun bir biçimde hak ettikleri adil politikaların var olmama halinden kaynaklanır. Özellikle, LGBTİQ+ bireyler, non-binary bireyler, mülteci/ göçmen/ sığınmacı/ geçici koruma altındaki bireyler, afetzede bireyler, kırsalda yaşayan bireyler, hapishane koşullarında yaşamını sürdüren bireyler, öğrenci yurtlarındaki bireyler ve NEET(ne istihdamda ne eğitimde) olan 18-29 yaş aralığındaki bireyler gibi farklı özeliklere sahip kırılgan gruplar regl adaletsizliğine yoğun bir şekilde maruz kalmaktadır.
Regl adaletsizliği ve gelir eşitsizliği arasında anlamlı bir korelâsyon bulunmaktadır. Özellikle, regl hijyen ürünlerine ve kadın ve erkekler tarafından uygulanan bakım ürünlerine uygulanan vergi farklılığı, fiyat farklılığını doğurmakta bu durumda erişimi zorlaştırmaktadır. Bununla birlikte, pembe vergi adı verilen bu vergi türü sadece gelişmekte olan ülkelerde değil, aynı zamanda gelişmiş ülkelerde de regl adaletsizliğine yol açmaktadır. Küresel çapta yarım milyar bireyin regl adaletsizliği ile karşı karşıya geldiği bilinmektedir. Örnek verilecek olursa;
-
UNESCO verilerine dayanarak, gelişmekte olan ülkelerde; Hindistan ve Sahra altı Afrika’da her 10 kız çocuğundan 1’inin regl hijyen ürünlerine ve temel bakım koşullarına ulaşamadığını raporlanmaktadır. Bu durum, kız çocuklarının eğitime devamlılığını önemli ölçüde etkilemektedir.
-
Suriye iç savaşı sebebiyle, çevre ülkelerdeki mülteci kamplarında kalan bireylerin %60’ının regl hijyen ürünlerine ve temel bakım koşullarına erişemediği bilinmektedir.
-
Konuşmamız Gerek Derneği’nin 2022 Türkiye’de Regl Yoksulluğu raporuna göre, katılımcıların %26,4’ü regl ürünlerini alırken hiçbir zaman, %42,5’i nadiren, %22,6’sı sıklıkla ve %8,5’i ise her zaman zorlukla karşılaştıklarını ifade etmiştir. Bu rakamlara göre regl deneyimi yaşayan bireylerin üçte birinin regl hijyen ürünlerine ve regl bakımına(temiz su, sabun ve güvende hissettikleri regl dostu tuvalet gibi) erişimde sorun yaşadığını göstermektedir.
-
Bu noktada regl hijyen ürünlerine erişimdeki zorlanmanın gelirle doğru orantılı olduğu, fakat gelir düzeyi dışında da farklı parametrelerin olduğunu vurgulamak gerekmektedir.
-
2022 Türkiye’de Regl Yoksulluğu raporuna göre, katılımcıların %20’si şiddetli bir biçimde regl ağrısı deneyimlediğini, bununla beraber sağlık kuruluşlarındaki ve etraflarındaki bireylerin onlara inanmayarak, olayı abarttıklarını düşündüklerini ifade etmişlerdir.
-
UNFPA – Birleşmiş Milletler Nufüs Fonu’na göre Angola’nın Lovua mülteci yerleşimindeki üreme çağında bulunan 7000 kadın ve kız çocuğun ‘regl dostu tuvaletlere’ erişimde sorunlar başta olup, bu durumun onların kişisel güvenlik sorunlarını da derinleştirmekte olduğunu ifade etmektedir.
-
Penelope A.Philips – Howard tarafından Kenya kırsalında yaşamını sürdüren kadınlar üzerine yapılan ve yayımlanan bir araştırmaya göre Tanzanya’da ve Kenya’da eğitime devam edebilmek amacıyla menstrüel hijyen ürünlerine erişmek amacıyla seks işçiliğine dönük vakalar bulunmaktadır.
Özetle; farklı kırılganlık kategorilerindeki bireylerin karşı karşıya olduğu bu adaletsizlik hali, konunun bir insan hakkı ihlali olarak ele alınmasını da gerektirmektedir. Bu sebeple, bir sonraki bölümde aktarılacaklar aracılığıyla ‘Regl Görünmezliği’ kavramını kamuoyunda tartışmaya açmayı hedefliyoruz.
Regl Görünmezliği Nedir?
Regl tabusu, regl yoksulluğu ve regl adaletsizliği kavramları sivil alanda ve akademide birbiri ile kesişimsel arka planlarda kullanılmaktadır. Bununla beraber, iklim krizi, doğal afetler, göç ve çatışma gibi insani krizlerin yaşandığı özellikle Küresel Güney coğrafyasında regl adaletsizliği giderek derinleşmektedir. Bu durum, regl hususunda hem sivil alanda hem kamuoyunda yukarıda ifade edilen çoklu krizlere dönük bir yaklaşımı da içerisinde barındıran daha bütüncül bir kavramsallaştırma ihtiyacını göstermektedir. Toplumsal Cinsiyet Eşitliği için Dijital Çözümler Derneği olarak, bu noktada Regl Görünmezliği kavramını sivil alanda tartışmaya açmayı hedefliyoruz. Bu tartışmayı, Regl Çemberi platformumuz aracılığıyla yürütmeyi planlıyoruz.
Regl Görünmezliği konusunda yapmayı planladığımız tartışma sürecinde başta regl deneyimini yaşayan tüm bireylerin öznesi olduğu (herhangi bir şekilde etnik köken, dil, din, mezhep, ideolojik görüş fark etmeksizin kadınlar, kız çocukları, non-binary, LGBTİQ+ ) konuyla ilgili uzmanların, aktivistlerin ve yerel yönetimler gibi farklı aktörlerin de dâhil olduğu açık bir tartışma yürütmek istiyoruz. Bu tartışmaya da ‘Reglocracy’ adını veriyoruz.
Bu açıklamaların ardından, ileriki zamanlarda Reglocracy Buluşmaları’nda sizlerden alacağımız geri dönütlerle birlikte daha da geliştirmek amacını da taşıyarak bugünden ‘Regl Görünmezliği’ alanında bir kavramsallaştırmayı deniyoruz. Şöyle ki; Regl görünmezliği kavramı; ‘kadın görünmezliği’ terimine atıfla oluşturulmaktadır. Mevcut regl sorununu aktarmaktan öte, kök soruna dönük anlamlı bir çerçeve çizmeyi amaçlamaktadır. Kavram, ataerkil kökenli toplumsal normların sistematik bir biçimde toplumsal, ekonomik, kültürel ve sosyal alanlarda göz ardı edilme durumuyla ilişkilendirmeyi amaçlamaktadır.
Buna göre; Regl Görünmezliği kavramı, regl deneyimi yaşayan bireylerin, deneyimlerinin ve buna bağlı olarak temel insani haklarının karar verici otoriteler tarafından tanınmaması, toplumsal kabul görmemesi veya değersizleştirilme hali olarak özetlenebilir. Kavram, aynı zamanda regl deneyimi yaşayan bireylerin yalnızca ‘adet dönemleri’ süresince değil, öncesi ve sonrasında da, eğitim, sanatsal ve kültürel aktiviteler, istihdam piyasasına erişim gibi temel insani haklara erişiminin kısıtlandığı ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yeniden üretilerek derinleştiği bir kamusal görünürlük krizini odaklanmaktadır. Dernek olarak özelikle bu noktada ‘görünmezlik’ ve bu görünmezlik halinin oluşturduğu ‘suskunluk’ kavramına eğilmek istiyoruz.
Çünkü regl konusunda kamuoyunda ki suskunluk hali, çoklu krizler döneminde toplumsal cinsiyet eşitsizliği makasının derinleşmesi ile birlikte ‘kamusal düzeyde kabul edilmiş bir sessizlik’ haline dönüşebilir/dönüşmektedir. Bu durum, regl görünmezliği sorunun sadece ekonomik bir erişim sorunu olmadığının sosyal, kültürel ve politik arka planı olan ‘yapısal bir kriz’ olduğunu gözler önüne sermektedir.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği için Dijital Çözümler Derneği olarak bu kavramı tartışmaya açarken, uluslararası iyi uygulama örneklerinden de yararlanmaktayız. Bu örneklerden ilki Galler Hükümeti’nin Şubat 2023’te ilan ettiği ‘Gururlu Adet Dönemi Planı’dır. Plana göre, adet dönemi ve cinsiyete dayalı yapılardan kaynaklı utanç hususunun, sözde onur cinayetlerine, kadın sünnetlerine ve cinsel şiddetle olan ilgisini göstermektedir. Bu durum, cinsiyet temelli şiddet pratikleri üzerinden yeni bir yaklaşıma ihtiyaç olduğunu göstermektedir. Planda Asya ve Afrika orijinli etnik toplulukların karşılaştığı ayrımcılık pratikleri sebebiyle regl dostu politikalara olan ihtiyaç ayrıca vurgulanmaktadır.
Özetle, Toplumsal Cinsiyet Eşitliği için Dijital Çözümler Derneği olarak, ‘regl görünmezliği’ hususunu temel bir insan hakkı olarak ele alıyor, kamuoyunda ve sivil alanda bu tartışmayı ‘Reglocracy Buluşmaları’ kapsamında sizlerle sürdürmek istiyoruz. Eğer siz de bize ulaşmak isterseniz, websitemizde bulunan “İletişim” menüsüne tıklayarak ilgili adreslerden bize erişebilirsiniz.